Mürekkep, Kâat ve Sen, yani Şiir Zamanı... Benim yayımlanmayı bekleyen, başka sokaklarda gezinmek için can atan, şiir kitabımın adıdır... Henüz kısmet olmadı, ardından bir yeni şiir kitabı bile doğmak üzere.. Günü gelir nasılsa..
Konumuz bu değil..
Konumuz, mürekkepli kalemle, yani dolma kalemle, ne kadar zamandır mektup yazmadığınız.. Kurşun kaleminizin ucunu açmayalı ne kadar çok zaman geçtiği, Sirkeci Büyük Postane’nin kapısından girmeyeli ve pul alıp, yalayıp bir zarfa yapıştırmayalı kaç yıl olduğu vs. gibi sorular.
Aşık olduğunuz, uzaktaki o kadınla ya da sevdanıza yanıt vermeyen diğer bir hain ile nasıl haberleşiyorsunuz?
SMS mi çekiyorsunuz? Yoksa e-mail mi yazıyorsunuz? Belki de MSN ya da Yahoo’da, olmadı ICQ’da chat’leşerek yiyorsunuz birbirinizi, bir kavga gürültüdür gidiyordur kim bilir, değil mi? Hatta bana sorarsanız sizin WEBCAM’iniz bile vardır ve kızdıkça güzelim kızlara dil falan da çıkarıyorsunuzdur oturduğunuz yerden...
Nerde kaldı, o güzelim bakara gülleri, el yazısı bir sevda notu ile sevgililerin kapısına göndermek, ya da nerde kaldı kâadını özellikle seçip, dolmakalemle yazılmış bir sevda çağrısının tadı?
Haydaaaa, durup dururken nereden çıktı şimdi bunlar demeyin..
Sizin, üç ayda bir çıkmaya başlayan Posta Kutusu Dergisi’nden haberiniz yok mu?
Dünya gazetesi dergi grubu tarafından yayımlanmaya başlayan bu derginin ilk iki sayısı birden geçti elime, sağ olsun Didem Demirkent göndermiş..
Mektuba özendiren yarışma
Derginin yayın yönetmeni Turgut Çeviker. Dergide katkısı bulunanlar arasında çok yakından bildiğim Gültekin Emre ile Turgut Kut da var.. Gültekin Emre, Berlin’de yaşar ve bir zamanların ŞİİR-LİK dergisinin yayımcısıdır. Tadı damağımızda bir dergidir o... Yaşamını yazı işine vermiş, dergilerden, yazılardan gayri hiçbir şey düşünmeyen bir edebiyat sevdalısıdır.. Kostantıniyye Haberleri Gazetesi’nin de sadık yazarlarından olmuştur, devr-i sefahatimizde... Turgut Kut ile, Mutfak Dostları Derneği çerçevesinde, yıllar önce tanışmıştık, sonra bir keresinde de, rahmetli Sahaf Alaaddin Eser’in Beyoğlu’ndaki sahafında buluşmuş, tatlı sohbet etmiştik.. Bugün zeytini çok büyük bir keyif ile yiyorsam eğer, bunda, bu dolma kalem ve mürekkep müptelâsının katkısı vardır... Demem o ki, Posta Kutusu Dergisi’ne her elini değdiren, bir keyifle değdirmiş ve yazıp çizme, postanın tarihinden, posta pullarına, yazarların karşılıklı el yazısı mektuplarına kadar, pek çok haberleşme konusunda çok önemli bir belgesele başlanmış... Dergi aynı zamanda, genç kuşakları el ile mektup yazmaya özendiren bir de yarışma düzenlemiş ki, bu da gerçekten övgüye değer bir çaba.. Ne denli yarışmanın jürisini göremediysem de, yine de değerli insanların, ciddi bir eleme yapacaklarına inanıyorum... Posta Kutusu Dergisi, günden güne sanallaşan yaşantımızda, nasıl değerlendirirseniz değerlendirin ama, bir belgeler toplamının yarına kalmasına neden olacak ciddi bir yayımcılık çabasının ürünüdür ve kültürün, dün yapılanların bugün anlaşılmasıyla geliştiğini biliyorsak eğer, katkıda bulunmamız, elimizdeki belgeleri yayımlanmak ve arşivlenmek üzere dergiye sunmamız gereklidir diye de düşünüyorum. Türkiye’de yeni ve güzel bir çaba var... İlgileniyorsanız eğer... İnanmayacaksanız ama adresleri: [email protected])
Büyütmek için tıklatın!
